Çocukluk dönemi, etkileri yetişkinlik yaşantısında da süren oldukça önemli bir dönemdir. Araştırmalar, çocukluk döneminde öğrenilen bilgi ve deneyimlerin yetişkinlikte, bireyin kişilik özelliklerini, davranışlarını, öz güvenini, öz saygısını büyük ölçüde belirlediğini göstermektedir. Çocuk büyütülürken yapılan doğru bilinen yanlışlar, çocuğun bireysel gelişiminde oldukça hasar bırakabilmektedir Çocukluk ve ergenlik danışmanlığı, zihinsel veya davranışsal problemler yaşayan çocuk ve ergenlerle birebir yürütülen danışmanlık hizmeti olarak tanımlanabilir. Çocuğun ya da ergenin yaşadığı problemler ebeveynlere bir yardım çağrısı olarak düşünülmelidir. Elazığ Pedagog ve Elazıg Psikolog hizmetinde çocuk ya da ergenle problemlere yönelik birebir çalışılır ve bireylerin gelişimsel becerilerinin arttırabilmesi, sosyal ve duygusal açıdan güçlenebilmesi, ailesi ve arkadaşlarıyla yaşayabileceği sıkıntıların üstesinden gelebilmesi, sağlıklı ve besleyici ilişkiler kurabilmesi amaçlanmaktadır. Çocuk veya ergen zihninin yetişkin zihni gibi çalışmadığının bilincinde olunmalı ve farklı bakış açılarından değerlendirilmelidir. Çocuğun ya da ergenin gösterdiği herhangi bir davranış bozukluğu arkasında başka bir sorunu barındırabilmektedir. Yaşanan problemlere karşı psikolog desteği ile sorunların anlaşılması ve zamanında çözüm bulunması çocuk veya ergenin gelişimi için hayati öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki mutlu çocuk mutlu aile, mutlu aile mutlu çocuk demektir.
TIRNAK YEME: Bir güvensizlik belirtisi olarak kabul edilir. Aile içinde aşırı baskılı ve otoriter bir eğitimin uygulanması, çocuğun sürekli azarlanarak eleştirilmesi, kıskançlık, yeterli ilgi ve sevgi görememe sıkıntı ve gerginlik başlıca nedenlerdir. Tırnak yeme taklit yoluyla da başlayan bir davranıştır. En kalıcı çözüm davranışı ortaya çıkartan sebepleri bulup onları ortadan kaldırmaktır
PARMAK EMME: Çocuklarda parmak emme davranışı, her çocuğun sıklıkla yaptığı bir reflekstir. Çocuklarda parmak emme davranışı 4 yaşına kadar zararsız ve normal karşılanan bir durumdur. Ancak çocuk 4 yaşından sonra da parmak emmeye devam ediyorsa altında psikolojik bir neden olabilir. En kalıcı çözüm davranışı ortaya çıkartan sebepleri bulup onları ortadan kaldırmaktır.
İDRAR VE DIŞKI KAÇIRMA: Beş yaşından sonra kişinin istemli veya istemsiz olarak elbisesine veya yatağına idrar yapması enüresiz, dört yaşından sonra uygunsuz yerlere dışkı kaçırması ise enkopresiz olarak adlandırılır. Alt ıslatma sorunun temelinde bazen de psikolojik nedenler yatar. Erken tuvalet eğitimi, baskıcı tutumlar, kardeş kıskançlığı, ailevi problemler, fobiler, okul başarısızlığı gibi. En kalıcı çözüm davranışı ortaya çıkartan sebepleri bulup onları ortadan kaldırmaktır.
OKUL FOBİSİ: Çocuğun ebeveynlerden birini veya başka bir yakınını kaybetmesi, aileden birinin hastaneye yatması, Anne-babanın uzun süren geçimsizlikleri, Okulda öğretmen ya da arkadaşlarınca küçük düşürülme, korkutulma, Ailede sosyo-ekonomik kriz halleri gibi nedenlerle çocuklarda okul korkusu gelişebilir.
KAYGI BOZUKLUKLARI: Kaygı bozukluğu(anksiyete) ise hissettiğimiz kaygı duygusunun aşırı derecelerde ve devamlı olarak hissedildiği, hayatımızı etkileyen bir rahatsızlıktır. Kaygı bozukluğu yaşayan kişiler kendilerinde kaygı hissi uyandıran durumlarda bu durumları olduğundan daha kötü görerek korku duyar ve paniklerler. Kaygı bozuklukları depresyon, intihar eğilimi ve madde kullanımı gibi sorunlar için risk teşkil etmektedir.
AYRILIK KAYGISI: Ayrılık kaygısı yaşayan çocuklar annelerinden ayrılmak istemezler; onlara yapışık bir şekilde yaşamlarını sürdürürler. Bu çocuklar bakım veren kişiden ayrılma durumu söz konusu olduğunda abartılı tepkiler gösterir ve ebeveynine yapışır bırakmak istemezler.
SOSYAL KAYGI: Sosyal ortamlarda, performans gerektiren durumlarda veya tanımadık insanlar önünde çıkan belirgin ve inatçı korkudur. Kişi burada aşağılanmasına veya utanmasına neden olabilecek biçimde davranacağından ya da kaygı belirtileri göstereceğinden korkar.
SINAV KAYGISI: Sınav kaygısı, öğrenilen bilgilerin sınavda hatırlanmasına, etkili bir şekilde kullanılmasına engel olan kaygı durumudur. Öğrencilerin sınava yüklediği anlam, sınavla ilgili sahip olduğu şemalara bağlı olarak sınav kaygısı oluşabilir. Başarıyı azaltan yoğun bir kaygı, endişe ve korku durumudur.
KAYIP VE YAS SÜRECİ: Kayıp denince insanın aklına ilk olarak sevdiği birinin ölmesi gelse de, ayrılıklar, boşanmalar ve kişinin var olan bir rolünü veya becerisini yitirdiği işten atılma, emekli olma, yaşlanma ve hastalanma gibi durumlar da kayıptır. Kayıp sonrasında kişinin yoğun duygular yaşadığı döneme ise yas dönemi denir.
TAKINTILAR: Takıntılar ya da tıbbi literaratürde daha yaygın kullanım şekliyle obsesyonlar, kişiyi rahatsız eden, tekrarlayıcı ve zorlayıcı düşünceler, duygu veya dürtülerdir. Kişi çoğunlukla obsesyonunun mantıksız olduğunun farkındadır ancak yine de zihninden atmakta zorlanır.
KORKU: Korku, iç veya dış dünyadan kaynaklanan bir tehlike olasılığı ya da birey tarafından tehlike olarak algılanıp yorumlanan herhangi bir durum karşısında yaşanan evrensel bir duygudur. Çocuklarda görünen korkular yaşa göre değişmektedir.
TİKLER: Kişilerin kontrol edemediği, düzensiz bir şekilde tekrar eden, kompleks ya da daha basit hareket veya seslerdir. Tik sahibi kişiler bu hareketleri yapma ihtiyacı hissetmektedir. Hareket ya da seslerin tekrarlanmasının ardından ise kişiler rahatlamaktadır.
KARDEŞ KISKANÇLIĞI: Çocuklarda kardeş kıskançlığı, küçük yaşlarda kardeş sahibi olmayla kendisini gösteren ve davranış bozukluğuna neden olabilecek duygudur. Kıskançlık, doğal bir duygu olmakla beraber kişiyi oldukça mutsuz edebilen, sevilen birinin veya bir nesnenin başkası ile paylaşılmak istenmemesidir.
ATILGANLIK EĞİTİMİ: Atılganlık, başkalarının haklarını küçük görmeden ve zedelemeden kişinin kendi haklarını koruması, düşünce, duygu ve inanışlarını doğrudan, dürüst ve uygun yollarla ifade etmesi olarak tanımlanabilir. Atılganlık eğitimi ile kişi kendine güvenen, başkalarının haklarına saygı göstererek kendi haklarını koruyan birey haline dönüşmektedir. Böylelikle de kişi sosyal yaşantısında sağlıklı iletişim kurarak kendini rahatça ifade edebilmektedir.
SOSYAL BECERİ EĞİTİMİ: Sosyal beceri eğitim programlarında, bireyin gereksinim duyduğu sosyal becerileri kazanmasına yardım etme amaçlanmaktadır. Bu eğitim programlarında sözel iletişim becerileri ve sözel iletişime eşlik eden sözsüz iletişim becerileri öğretilir.
ÇOCUKLARDA ÖFKE KONTROLÜ: Çocuğa anlayış ve sabır gösterilmesi, sakin olunması bazı yönlerden çocuğun öfke davranışının azalmasını kolaylaştırır. Çocuk öfke ve taşkınlık göstererek dikkat çekmek istediğinde verilen tepkilerin normalliği ve sakin kalınması çocuğun öfkeli davranışlarla bir yere varamayacağını bilmesi yönünden önemlidir.
AKRAN İLİŞKİLERİ: Akran ilişkileri, aynı yaşta ya da gelişim, olgunluk düzeyinde olan; benzer geçmiş, değer, yaşantı, yaşam tarzı ve sosyal bağlamı paylaşan kişiler arasında karşılıklılık ve devamlılık gösteren etkileşimlerin bütünüdür. Akran ilişkileri, çocukta güven duygusunun oluşması, çocukların sosyal bilgi alışverişine girip bilgilerini sınamalarına olanak tanıması, sosyal bilişsel gelişmeyi arttırması, sosyal destek sağlaması, duygusal destek işlevi görmesi gibi nedenlerden ötürü çocukların sosyal, duygusal, bilişsel gelişimleri açısından çok önemlidir. Bazı çocuklar akran ilişkisi kurmakta zayıf olabilmektedir bu noktada aile profesyonel bir destek alabilir.
DUYGU DÜZENLEME EĞİTİMİ: Duygu düzenleme, bireylerin hedeflerine ulaşabilmeleri ve sosyal hayata uyum sağlayabilmeleri için duygusal uyarılmanın başlaması, sürdürülmesi ve yönetilmesidir. Bir başka deyişle duygu düzenleme, kişinin amaçlarını gerçekleştirmek için duygusal tepkilerini kontrol etmesi, izlemesi, değerlendirmesi ve değiştirmesidir. Bu eğitim, duygulanım düzenleme ile ilgili zorluklar yaşan kişiler için söz konusu becerileri geliştirmeyi hedefleyen veya var olan becerilerini daha da güçlendirmeyi isteyen kişiler için grup çalışmasını amaçlamaktadır.
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU: Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, istekleri erteleyememe (dürtüsellik) ve dikkat sorunları ile kendini gösteren bir psikiyatrik bozukluk olarak tanımlanmaktadır.